Rüyalar kadar zor hatırlanan
anılarda hatırlıyorum kendimi. Henüz oldukça toy olduğum yıllarda. Her acıyı
kocaman bir drama çeviren yıllar. Minicik sorunlar devleşir, tüm ömrümü
kaplardı sanki. Herkes işi gücü bıraksın sorunlarımı sarmaya çalışsın isterdim.
Hatta belki de çocuk aklımla özellikle hasta olduğum zamanlarda ilgi delisi
olurdum. Şimdilerde sadece gülümsüyorum tüm bu anlara.
Sonralarda her zorluğun
üstesinden gelmek, başka insanlara bunları yansıtmamak, daha kolay ve çekici
olmaya başladı. Ruhun büyümesi bedenin büyümesine benzemez. Bedenin
yaşlanmasını istemezken büyüdükçe ruhun yaşlanması hoşuma gitmeye başladı.
Elbette insan gibi insanların hala araması sorması harika bir nimet bununla
birlikte koca sahte ilgiler yerine, birkaç aile ferdi, birkaç dost yetip te
artıyor. Ruhun büyümesi acıların küçülmesi demekmiş.
Bulduğum küçük formüllerle
gelişimimi sürdürürken, bizlere sanki çok büyük sırlarmış gibi anlatılan
şeylerin aslında çok da basit deneyimler olduğunu anladım. Bu satırları daha
yavaş okuyun lütfen, ne kadar ani ve acımasız olursa olsun, sizinle ya da en
sevdiğiniz insanlarla ilgili olsun, ACILAR aynı MUTLULUKLAR gibi bitiyor. Daha
önce bittiği gibi. Öyleyse yüce kaderinizin kötü anlarını da harika anları gibi
karşılayın. KABULLENİN. Çünkü kabullendiğinizde kaybolmaya başladığını fark
edeceksiniz.
Eğer aklınızdan benim derdimi
bilseydin, ben neler çektim bilseydin derseniz, size şunu söylemek isterim;
eğer birbirimizin beyinlerine girip, o felaket anlarını paylaşabilseydik, kimse
bir diğerinin yerinde olmak istemeyecekti.
En önemlisi sizin başınıza gelen
şeylere verdiğiniz tepkileriniz. Çünkü onlar kaderlerinizin kırılma noktalarını
değiştirecek. Eğer siz isterseniz kullandığınız yaşam arabasında başarılı bir
şoför olacaksınız. Tabii başarı sizin için neyi ifade ediyorsa. Bu arabayı
kullandığınız anları iyi değerlendirin, çünkü her an şoförü olmanıza da izin
verilmeyecek…